RSS

ADC/ALC Semineri, 30 Mayıs 2008

26 Mayıs 2008 Pazartesi

30 Mayıs 2008 Cuma günü saat 16:40’da ADÇ 2008 Bahar döneminin son konuşması ODTÜ'den Martina Gracanin-Yüksek tarafından gerçekleştirilecek. Konuşma Hacettepe Üniversitesi, Beytepe Kampüsündeki Edebiyat Fakültesi binasında bulunan B4 103 no’lu derslikte sunulacak. First Conjunct Agreement in Croatian başlığını taşıyan konuşmada görüşmek üzere.
30 Mayıs 2008, 16:40 H.Ü. Edebiyat Fakültesi (Giriş Kat), B4 103 no’lu derslik.

First Conjunct Agreement in Croatian
Martina Gracanin-Yüksek

It has been noted in the literature on coordination (McCloskey 1986; Johannessen 1996; Sadler 2003) that there is an asymmetry between the first and the second conjunct in a coordinated structure, in that the first conjunct alone is able to control agreement in certain environments, which is not an option for the second conjunct. This phenomenon goes by the name of First Conjunct Agreement (FCA). In this talk I discuss the FCA patterns in Croatian. I present evidence that some instances of FCA are in fact instances of conjunction reduction (CR), i.e. that the conjuncts are not individual phrases, but rather bigger constituents in which some material has been deleted. I also discuss the possibility of default (masculine) agreement on the verbal element. A coordination of DPs whose ϕ-features do not match can yield default agreement on the verb, except when the individual conjuncts are plural, in which case FCA is the only option. However, the default agreement is exceptionally allowed when the first conjunct is masculine plural. This phenomenon is reminiscent of “the matching effect” found in free relatives in various languages. I present additional data that seems to indicate that subject-verb agreement, when the subject is a &P, involves mechanisms similar to the one that derives the matching effect in free relatives, whatever those mechanisms are.

References
Johannessen, Janne Bonci. 1996. “Partial Agreement and Coordination.” Linguistic Inquiry, 27: 661-676.
McCloskey, James. 1986. “Inflection and Conjunction in Modern Irish”. Natural Language and Linguistic Theory, 4: 245-82.
Sadler, Louisa. 2003. “Coordination and Asymmetric Agreement in Welsh.” In Miriam Butt and
Tracy Holloway King, eds., Nominals: Inside and Out, 85–117. Stanford, CA: CSLI Publications.

ADÇ/ALC Semineri, 2 Mayıs 2008

29 Nisan 2008 Salı

2 Mayıs 2008 Cuma günü saat 16:40’da ADÇ 2008 Bahar döneminin dokuzuncu konuşması Hacettepe Üniversitesi'nden Aydoğan Yanılmaz tarafından gerçekleştirilecek. Konuşma Hacettepe Üniversitesi, Beytepe Kampüsündeki Edebiyat Fakültesi binasında bulunan B4 103 no’lu derslikte sunulacak. Some Remarks on Polarity Phenomena in Turkish başlığını taşıyan konuşmada ve diğer konuşmalarda görüşmek üzere.

2 Mayıs 2008, 16:40 H.Ü. Edebiyat Fakültesi (Giriş Kat), B4 103 no’lu derslik.

Since the seminal work of Klima (1964), research on Negative Polarity Items (NPIs) has basically revolved around the identification and characterization of the licensing conditions that assign grammaticality to the NPIs. Proposals for the licensing of NPIs have been made from two perspectives: whether their linguistic behavior is a syntactic or semantic in nature. Though within various theoretical backgrounds, Klima (1964); Laka (1990); Progovac (1993); Sohn (1995) all attribute the licensing conditions of NPIs to their syntactic properties. In semantically based approaches, the problem has been analyzed in terms of the downward entailment theory (Fauconnier 1975; Ladusaw 1980). Following the former line of thinking, studies on the analysis of Turkish NPIs have tended to unearth the syntactic behaviors of NPIs and their significance in the clausal structure (Zidani-Eroğlu 1997; Tosun 1998; Kelepir; 2001). However, the very lexical nature of Turkish polarity items has not been analyzed at all. In this talk, I will focus on the lexical nature of the Turkish NPIs, specifically on ‘kimse’ and its Free Choice readings.

References
Fauconnier, G. 1975. Polarity and the scale principle. Chicago Linguistics Society, 11, 188,199.
Ladusaw, W. A. 1980. Polarity Sensitivity as Inherent Scope Relations. Garland, New York.
Kelepir, Meltem. 2001. Topics in Turkish Syntax: Clausal Structure and Scope. Ph.D. Thesis, MIT.
Klima, E. 1969. The Structure of Language. In J. A. Katz & J. A. Fodor, eds. Negation in English.Englewood Cliffs, N.J: Prentice-Hall.
Sohn, Keun-Won. 1995. Negative Polarity Items, scope, and economy. PH.D. Thesis, UConn.
Tosun, G.A. 1998. The Split Infl hypothesis in Turkish. Unpublished MA Thesis, Boğaziçi University,İstanbul
Zidani-Eroğlu, L. 1997. Indefinite Noun Phrases in Turkish. Ph.D Thesis, University of Wisconsin-Madison.

ADÇ/ALC Semineri, 25 Nisan 2008

21 Nisan 2008 Pazartesi

25 Nisan 2008 Cuma günü saat 16:40’da ADÇ 2008 Bahar döneminin sekizinci konuşması Ankara Üniversitesi'nden Seda Gökmen tarafından gerçekleştirilecek. Konuşma Hacettepe Üniversitesi, Beytepe Kampüsündeki Edebiyat Fakültesi binasında bulunan B4 103 no’lu derslikte sunulacak. Uzamsal sözcükler başlığını taşıyan konuşmada ve diğer konuşmalarda görüşmek üzere.
25 Nisan 2008, 16:40 H.Ü. Edebiyat Fakültesi (Giriş Kat), B4 103 no’lu derslik.
Uzamsal Sözcükler
Seda Gökmen


Sözcük dizilerinin edinim sırasını belirleyen en önemli etken çocukların bilişsel gelişimleridir. Herhangi bir kavramın içeriğine ilişkin bilgiye sahip olmayan çocuk, kavramın anlamını da edinmemiştir. Bu değerlendirme, tüm kavram kümeleri için geçerli olmasının yanısıra, uzamsal sözcükleri de kapsamaktadır. Alanyazını uzamsal sözcüklerin ediniminin dillerin farklı yapısal özellikleri oluşundan bağımsız olarak, doğrudan bilişsel yetiyle ilgili olduğu yolundadır (Ingram, 1989). Bir başka deyişle, dilleri farklı olan çocuklar benzer gelişim çizgisini göstermektedir ve çocukların dilsel olmayan bilişsel yetileri dilsel edinçlerini de sınırlamaktadır. Bu bakışaçısı, Johnston ve Slobin 1979’da deneysel nitelikli bir çalışma ile irdelenmiştir ve aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır:
İçinde, üzerinde ve yanında gibi konumsal yakınlık anlatan sözcükler birincil düzlemde kullanılmaktadır. Ev gibi ön ve arka yüze sahip olan nesnelerle ilişkilendirmek için kullanılan arasında, arkasında ve önünde vb. ise ikincil düzlemdedir. Ön ve arka yüzü olmayan top vb. nesnelerle ilişkilendirilen uzamsal sözcükler ise gerek edinimde gerek kullanımda sonunculdur. Bu çalışmada Johnston ve Slobin 1979’daki uzamsal sözcüklerin sıradizinselliğinin Türkçenin ediniminde de geçerli olup olmadığı sorgulanacaktır. Bir başka deyişle, içinde, üzerinde, altında gibi anlamın belirginleşmesi için gönderim nesnesi gerektiren sözcüklerin, kullanımda öncelikli olduğu sayıltısından hareket edilmektedir.
Johnston 1979’da yer aldığı biçimiyle yukarıdaki kullanım sıradizinselliğine temel oluşturan dört temel kavram bulunmaktadır. Bunlar, yakınlık (proximity), nesne özelliği (object feature), dizililik (order) ve izdüşümsel ilişki (projective relation)dir. Bu kavramlardan ilki olan yakınlık, iki nesnenin birbiriyle olan uzamsal ilişkisiyken, nesne özelliği, uzamsal ilişki içinde olan iki nesnenin ön ve arka yüze sahip olmalarıyla ilgilidir. Dizililik ise, nesnelerin birbirleriyle belirli dizisel düzenleme içinde olmaları olarak tanımlanmaktadır. Tüm bu kavramlar içinde belki de en çok bilişsel yetkinlik gerektiren izdüşümsel ilişki ise, nesnelerin göreceli uzamsal ilişki içinde olmalarıdır (Ingram, 1989).
Bu çalışmada bilişsel süreçleri önceleyen yukarıdaki bakış açısı 3;0-4;0 yaş arasındaki Türkçeyi edinen çocuklar açısından doğal konuşma ortamlarına dayalı video kamera kayıtları bağlamında ele alınacaktır. Uzamsal sözcüklerin (önünde, arkasında, içinde, yanında vb.) edinim sürecindeki kullanımlarında nesnesel uzaklığın bu sözcüklerin kullanımı için bir aşamalanma sergileyip sergilemediği sorusundan hareket edilerek ilgili yaş dönemlerine ilişkin olmak üzere bu tür sözcüklerin kullanım sıradizinselliğine dönük bir betimleme yapılacaktır.

ADÇ/ALC Semineri, 18 Nisan 2008

15 Nisan 2008 Salı

18 Nisan 2008 Cuma günü saat 16:40’da ADÇ 2008 Bahar döneminin yedinci konuşması Başkent Üniversitesi'nden Nurettin Demir tarafından gerçekleştirilecek. Konuşma Hacettepe Üniversitesi, Beytepe Kampüsündeki Edebiyat Fakültesi binasında bulunan B4 103 no’lu derslikte sunulacak. Ağız dokümantasyonu niçin gereklidir? başlığını taşıyan konuşmada ve diğer konuşmalarda görüşmek üzere.


18 Nisan 2008, 16:40 H.Ü. Edebiyat Fakültesi (Giriş Kat), B4 103 no’lu derslik.


Ağız dokümantasyonu niçin gereklidir?

Nurettin Demir


En kısa tanımıyla bir dilin bölgesel iz taşıyan varyantları anlamındaki ağızlar, kendine özgü işlevleri yerine getirir. Bu nedenle standart varyanta yaklaşsalar da ağızların yok olması gibi bir durum söz konusu değildir. Ancak ağızlar, ulaşım ve iletişim imkânlarıyla bilişim teknolojisindeki gelişmeler, okullaşma, göçler, prestijli varyantların etkisi gibi nedenlere bağlı olarak tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar hızlı ve köklü bir biçimde değişmektedir. Bu nedenle mümkün olduğu kadar çok ağzın mümkün olduğu kadar çok malzemeyle, vakit kaybetmeden belgelenmesi büyük önem taşımaktadır.
Konuşmadan ağızları belgelemenin üç farklı nedeni üzerinde durulacaktır.
1. İnsanoğlu yüz yıllar içerisinde bazen acılarla kazanmış olduğu bilgi ve deneyimi gelecek kuşaklara öncelikle sözlü olarak aktarır. Bu gerçek, Türkçenin ağızlarını konuşanlar için de geçerlidir. Bir ağzın yok olmasıyla birlikte o ağızla üretilmiş bilgi de gelecek nesillere aktarılamamakta, yok olmaktadır. Bu bilgi birikiminin kayıt altına alınması için ağız dokümantasyonu büyük önem taşımaktadır.
2. Ağız dokümantasyonu eşzamanlı ve artzamanlı dil incelemeleri için de kaçınılmazdır. Ağız verileri, yazılı belgelerdeki dil durumunun daha iyi ayrıntılandırılmasına, yazılı belgelerin olmaması durumunda da bilinmeyen yönlerin aydınlatılmasına katkı sağlar. Standart dilde artık tamamlanmış bazı gelişmelerin geçtiği aşamalar, ağızlar yardımıyla yakından izlenebilir. Ayrıca ağızlar Türkçenin akrabalık ilişkileri, dil ilişkileri gibi hususların incelenmesinde de çok önemli veriler sunar.
3. Ağızlar yerel konuşma biçimleri olmakla birlikte; ders kitapları, hukuk metinleri, devlet yönetimi gibi belli alanlar dışında her yerde karşımıza çıkarlar ve kültür hayatında önemli bir yer tutarlar. Kültür hayatında oynadıkları rolün incelenmesi ve pekiştirilmesi açısından da ağızların dokümantasyonu büyük önem taşır.

ADÇ/ALC Semineri, 11 Nisan 2008

6 Nisan 2008 Pazar

11 Nisan 2008 Cuma günü saat 16:40’da ADÇ 2008 Bahar döneminin altıncı konuşması Mersin Üniversitesi'nden Yeşim Aksan tarafından gerçekleştirilecek. Konuşma Hacettepe Üniversitesi, Beytepe Kampüsündeki Edebiyat Fakültesi binasında bulunan B4 103 no’lu derslikte sunulacak. Derleme dayalı dil çalışmaları: Türkçeden bir örnek başlığını taşıyan konuşmada ve diğer konuşmalarda görüşmek üzere.

11 Nisan 2008, 16:40 H.Ü. Edebiyat Fakültesi (Giriş Kat), B4 103 no’lu derslik.

Derleme Dayalı Dil Çalışmaları: Türkçeden Bir Örnek
Yeşim Aksan


Yazılı ya da sözlü, farklı türlerden örneklem içeren, çok sayıda doğal dil verisine kısa
sürede ulaşmayı sağlayan derlemler, son yıllarda dil incelemeleri için vazgeçilmez bir
araç olmuştur. British National Corpus (BNC), Cambridge Learner Corpus, Helsinki
Corpus, Michigan Corpus of Academic Spoken English vb. gibi derlemler kullanılarak
yapılan araştırmalar sözcükbilim, anlambilim, edimbilim, söylem çözümlemesi,
toplumdilbilim, dil eğitimi, tarihsel dilbilim gibi alanlarda incelenen dilin temel
betimlemelerinin yapılmasını, dilin kullanımına ilişkin temel bulgulara ulaşılmasını ve
uygulamaya dönük ürün verilmesini sağlamıştır (Biber, Conrad ve Reppen 1998;
McEnery, Xino ve Tono 2006).
Bu konuşmada önce derlem tasarımı üzerinde durulacaktır. Dengeli ve temsil gücü
yüksek bir derlem oluşturmanın ilkeleri, bu ilkeler doğrultusunda hazırlanmış BNC
örneği üzerinden gösterilecek; ardından ODTÜ Türkçe Derlemi kullanılarak yakın
anlamlı sözcükler üzerinde yapılmakta olan bir çalışmanın önbulguları sunulacak; bu
derlemin yapısal düzenlemesi, sunduğu arama sonuçları BNC ile karşılaştırılarak
sorgulanacaktır.


Kaynakça
Biber, D., Conrad, S. Ve Reppen, R. 1998. Corpus Linguistics: Investigating Language
Structure and Use. Cambridge University Press.
McEnery, T., Xino, R. ve Tono, Y. 2006. Corpus-Based Language Studies. Routledge.

ADÇ/ALC semineri, 4 Nisan 2008

29 Mart 2008 Cumartesi

4 Nisan 2008 Cuma günü saat 16:40’da ADÇ 2008 Bahar dönemi konuşmaları çerçevesinde Ömer Demircan Eğitirken eğitimsizleme, dillerken dilsizleme başlıklı bir konuşma sunacak. Konuşma Hacettepe Üniversitesi, Beytepe Kampüsündeki Edebiyat Fakültesi binasında bulunan B4 103 no’lu derslikte gerçekleştrilecek. Konuşmada görüşmek üzere.
28 Mart 2008, 16:40 H.Ü. Edebiyat Fakültesi (Giriş Kat), B4 103 no’lu derslik.
Eğitirken eğitimsizleme, dillerken dilsizleme mi?

Ömer Demircan

Türkçe yeterince gelişmiş, sınırsız olanaklar sunan, işlek bir dildir. Öğretim üyeleri bu dili işlemekle yükümlüdür. Her kurumda, her alanda öğretim Türkçe yapılmalı; yabancıdiller ise, gereken yoğunlukta dersler yoluyla öğretilmelidir. O süreçte kimi dersler ile kimi uygulamalar yabancıdil öğretimini destekleyici yolda kullanılabilir. Öğretim üyeleri alanlarında erişilen en son gelişmeleri izlemek ve öğrencilere aktarmakla yükümlü değil mi? Ne yazık ki, yabancıdilde öğretim 1952’den başlayarak aldatıcı bir tanıtımla çaresiz halka körükörüne dayatılmıştır. Yazılı bir sınavda bir yanıttan (SB, 2007): “... Ağır eleştiri acepts only ifade and basın özgürlüğünün sınırları içinde... If you show the kişileri suçlayıcı şekilde or write the şeref ve itibarını zedeleyecek şekilde this is ihlal...”. Ondabir okuma hızıyla düzeyaltı metinlerle sürdürülen yabancıdilde öğretim ilerletici olmaktan çok geriletici, geciktirici bir eğitim sürecidir. O sürecin olumsuzluklarını yenen birkaç üstün zekâlı gencin devşirilip yurtdışında gösterdiği başarıya bakılarak birçok yönüyle özürlü olan yabancıdilde-öğretim savunulamaz. Ülke kaynaklarını yurtdışına ve egemen sınıfa aktaran bu uygulama ile üstelik her yıl, yabancıdil hazırlık öğretimine alınan öğrenci sayısının dörttebiri kadar gencin liseye ve üniversiteye girmesi engellenmektedir. Yabancıdilde öğretim yapan kurumlarda bilimsel ilerilik, yineleme türü araştırmalar ile abartılıyor. Yabancıdil öğrendiğini sanan öğrencilerin neredeyse hepsi sağlıklı düşünme sürecine bağlanamayan güdük iki dille kalakalıyor. Üniversitelerin Atatürk’çü yöneticilerinden hangisi bugüne kadar bir “Dil Devrimi” dersi açtı? Altmışiki yıllık sürecin özeti için başlık yeniden okunabilir.

ADÇ/ALC Semineri, 28 Mart 2008

23 Mart 2008 Pazar

28 Mart 2008 Cuma günü saat 16:40’da ADÇ 2008 Bahar döneminin dördüncü konuşması Hacettepe Üniversitesi'nden Işıl Özyıldırım tarafından gerçekleştirilecek. Konuşma Hacettepe Üniversitesi, Beytepe Kampüsündeki Edebiyat Fakültesi binasında bulunan B4 103 no’lu derslikte sunulacak. Anlatı çözümlemesi : Kişisel deneyim anlatılarında sözlü ve yazılı dil kullanımı başlıklı konuşmada görüşmek üzere.


28 Mart 2008, 16:40 H.Ü. Edebiyat Fakültesi (Giriş Kat), B4 103 no’lu derslik.



Anlatı çözümlemesi : Kişisel deneyim anlatılarında sözlü ve yazılı dil kullanımı

Işıl Özyıldırım
Hacettepe Üniversitesi
isiloz@hacettepe.edu.tr

Bu çalışmanın amacı Türk üniversite öğrencilerinin sözlü ve yazılı kişisel deneyim anlatılarını kullanılan anlatı yapıları ve değerlendirme dili açısından incelemek ve karşılaştırmaktır. Bu amaçla, öğrencilerden toplanan 60 adet korku anlatısı incelenmiştir. Bu anlatılardan 30 tanesi öğrencilerden sözlü olarak toplanmıştır ve sözlü anlatı grubunu oluşturmaktadır. Diğer 30 öğrenciden ise başlarından geçen korkutucu bir olayı yazmaları istenmiştir. Çözümlemenin birinci kısmında, 60 adet kişisel deneyim anlatısı William Labov’un anlatı yapıları çerçevesinde çözümlenmiş, sözlü ve yazılı anlatılar bu çerçeve içerisinde karşılaştırılmıştır. Çözümlemenin ikinci kısmında ise sözlü ve yazılı anlatılarda kullanılan değerlendirme dili Martha Shiro tarafından önerilen değerlendirme kategorileri açısından incelenmiş ve karşılaştırılmıştır.Bu çalışmanın bulguları bize, sözlü ve yazılı dil ortamından kaynaklanan bir takım farklılıklar görülse de, Türk üniversite öğrencilerinin kişisel deneyim anlatılarında belirli bir anlatı yapısının bulunduğunu göstermektedir.

ADÇ/ALC Semineri, 14 Mart 2008

9 Mart 2008 Pazar

14 Mart 2008 Cuma günü saat 16:40’da ADÇ 2008 Bahar döneminin üçüncü konuşması SOAS ve Boğaziçi Üniversitesi'nden Aslı Göksel tarafından gerçekleştirilecek. Konuşma Hacettepe Üniversitesi, Beytepe Kampüsündeki Edebiyat Fakültesi binasında bulunan B4 103 no’lu derslikte sunulacak. The word meets utterance intonation: the effects of prosody on the interpretation of bound morpheme sequences başlığını taşıyan konuşmada ve diğer konuşmalarda görüşmek üzere.



14 Mart 2008, 16:40 H.Ü. Edebiyat Fakültesi (Giriş Kat), B4 103 no’lu derslik.


The word meets utterance intonation: the effects of prosody
on the interpretation of bound morpheme sequences
Aslı Göksel (gokselas@boun.edu.tr)
Boğaziçi University & SOAS

It has been observed before that a stem with bound morphemes, a word, may show both templatic and compositional structure. While some affix sequences are fixed in order but are ambiguous, hence are non-compositional and templatic, other sequences reflect the order of syntactic-semantic compositionality. This indicates that constraints internal and external to morphology affect the interpretation of words simultaneously.
A lesser known aspect which affects the interpretation of morpheme sequences is prosody. Stress at the level of the phonological word in Turkish has been analysed in various ways (Inkelas 1999, Kabak and Vogel 2001, Charette 2007). But as is well-known, an item which is morphologically and phonologically a word may also syntactically be a sentence and semantically a proposition, and would therefore be expected to be sensitive to phenomena at the higher levels of the prosodic hierarchy (Selkirk 1984, Nespor and Vogel 1986 and much work to follow), namely at the level of the utterance.
In this talk, I will focus on the effects of contrastive stress, an utterance level event, as it applies to words such as the ones below:

(1) a. koş-acak-lár-dı b. koş-acák-lar-dı c. koş-acák-tı-lar

(2) a. doktor-lár-dı b. doktór-lar-dı c. doktór-du-lar

I will evaluate the data in terms of its implications for the prosodic hierarchy and in the context of serial vs multi-dimensional approaches to the place of morphology in grammar. This data suggests that the form and interpretation of a construction with multiple affixation is determined by the simultaneous input of different components as suggested in various recent approaches (cf. Ackema & Neeleman 2005, DiSciullo 2005, Culicover and Jackendoff 2005).

References:
Ackema,P.&A.Neeleman (2005) Beyond Morphology. Interface Conditions on Word Formation. OUP.
Charette, M. (2007) The end of the ‘word’ in Turkish. SOAS ms.
Culicover, P. and R. Jackendoff (2005) Simpler Syntax. Oxford: Blackwell.
DiSciullo, A.-M. (2005) Asymmetry in Morphology. MIT Press.
Inkelas, Sharon (1999) ‘Exceptional-stress attracting suffixes in Turkish: representations vs the grammar’. In Kager, R., H. van der Hulst, W. Zonneveld (eds.) The Prosody-Morphology Interface, 134-187. Cambridge: CUP.
Kabak,B.&I.Vogel (2001) ‘The phonological word and stress assignment in Turkish.’ Phonology.
Nespor, M. and I. Vogel (1986) Prosodic Phonology. Dordrecht: Foris.
Selkirk, E. (1984) Phonology and Syntax: The Relation between Sound and Structure. Cambridge, MA: MIT Press.

The talk and the presentation material will be in English upon request.

ADÇ/ALC Semineri, 29 Şubat 2008

23 Şubat 2008 Cumartesi

29 Şubat 2008 Cuma günü saat 16:40’da ADÇ 2008 Bahar döneminin ikinci konuşması Hacettepe Üniversitesi'nden Taylan Akal tarafından gerçekleştirilecek. Konuşma Hacettepe Üniversitesi, Beytepe Kampüsündeki Edebiyat Fakültesi binasında bulunan B4 103 no’lu derslikte sunulacak. Türkçedeki ne sorularına ruhdilbilimsel bir yaklaşım başlığını taşıyan konuşmada ve diğer konuşmalarda görüşmek üzere.

29 Şubat 2008, 16:40 H.Ü. Edebiyat Fakültesi (Giriş Kat), B4 103 no’lu derslik.

Konuşma özeti:

Türkçedeki ne sorularına ruhdilbilimsel bir yaklaşım

Çeşitli dillerdeki ne yapıları dönüşümsel-üretici dilbilgisi kuramı çerçevesinde uzun zamandır incelenmektedir. Söz konusu kuramda ne öbeklerinin sözdizimsel özellikleri üzerine Sesçil Yapıda yer değiştirme ve Mantıksal Yapıda yer değiştirme olmak üzere iki yaklaşım geliştirilmiştir. Bu kuramsal kavramların çizdiği sınırlar içerisinde diller ne taşıma özelliğine sahip olan diller ve ne yapılarının yer değiştirmediği diller olarak sınıflandırılmıştır. Son yıllarda soru sözcükleri konuşucuların algılarınına dayanan ruhdilbilimsel çerçevede de çalışılmaya başlanmıştır.

Bu çalışmada, Türkçedeki karmaşık tümcelerde soru sözcükleri bu konuda yeni sayılabilecek bir yöntem olan ruhdilbilimsel bakış açısıyla incelenmiştir. Farklı soru sözcüklerinin çalkalama özellikleri, tümleç yan tümcesi ekleri ve bunların farklı soru sözcükleriyle olan etkileşimlerinin incelenmesi amacıyla kırk iki tümceden oluşan bir anket geliştirilerek altmış dokuz deneğe uygulanmıştır. Her denekten tümceleri (1) soru, (2) ifade, (3) hem soru hem ifade, (4) hiçbiri şeklinde işaretlemeleri istenmiştir.

Çalışma sonunda karmaşık tümcelerde ne sözcüklerinin farklı sözdizimsel konumlarda bulunabileceği ve soru oluşturabileceği, tümleç yantümcesi eklerinin ve farklı ne sözcüklerinin de karmaşık tümcelerin algılanmasında kimi zaman farklılıklara yol açtığı bulunmuştur.

ADÇ/ALC Semineri, 15 Şubat 2008

12 Şubat 2008 Salı

Merhaba,
ADÇ kapsamında düzenlenen konuşmalar önümüzdeki dönem Hacettepe Üniversitesi, Beytepe Kampüsündeki Edebiyat Fakültesi binasında bulunan B4 103 no’lu derslikte gerçekleştirilecek. İlk konuşmacımız Hacettepe Üniversitesi'nden Güray König. Konuşma 15 Şubat 2008 Cuma günü ve Türkiye’de dilbilim çalışmalarıyla ilgili kimi sorular ve düşünceler başlığını taşıyor.

15 Şubat 2008’deki ilk konuşmada ve diğer konuşmalarda görüşmek üzere...

Konuşma Özeti:
15 Şubat 2008, 16:40, H.Ü. Edebiyat Fakültesi (Giriş Kat), B4 103 no’lu derslik.

Türkiye’de dilbilim çalışmalarıyla ilgili kimi sorular ve düşünceler
Güray König (Hacettepe Üniversitesi)


Ülkemizde dilbilim alanındaki çalışmalar özellikle son 30 yılda gelişmekte, dilbilim Türkiye’de de toplumsal bilimlerin önemli bir alanı olarak yerleşmektedir. Bu konuşmanın amacı bu konuda bir sunum yapmak değil, bir dilbilimci olarak Türkiye’deki üniversitelerde yapılan çalışmaları katılımcılarla birlikte irdeleyerek gelecekte bu çalışmaların yönelimleri, Türk dilbilimciler olarak iletişim ve etkileşim biçimlerimiz, günümüzde bilimsel çalışmalarda çok önemli bir yer kazanan ve ekip çalışmasına dayanan araştırma projeleri, disiplinlerarası çalışmalar, üniversitelerarası işbirliği olanakları, dilbilimin bir bilim dalı olarak kamu oyunda ne kadar tanındığı, toplumsal bilimler içinde dilbilimin yerinin belirlenmesi ve kurumsallaşma çabaları, dilbilimciler olarak kamu oyunu aydınlatma görevimiz gibi konularda konuşmacının aklına gelen kimi sorular katılımcılarla paylaşılarak bir tartışma ortamının yaratılması amaçlanmaktadır.

ADÇ 2008 Bahar Programı

2006 yılının Eylül ayından beri Ankara'da toplantıları yürütülmekte olan Ankara Dilbilim Çevresinin (ADÇ) (Ankara Linguistic Circle, ALC) 2008 Bahar dönemi konuşmaları Hacettepe Üniversitesi (Beytepe Kampüsü), Edebiyat Fakültesi binasında B4 103 dersliğinde gerçekleştirilecektir. Konuşmalar önceki dönemlerde olduğu gibi Cuma günleri 16:40’da başlayacaktır. Konuşmalara ilişkin ayrıntıların bu blog üzerinden sunumu sürdürülecektir. Bu döneme ilişkin program aşağıda sunulmaktadır.

15 Şubat 2008 Güray König
Türkiye’de dilbilim çalışmalarıyla ilgili kimi sorular ve düşünceler
29 Şubat 2008 Taylan Akal
Türkçedeki ne yapılarına ruhdilbilimsel bir yaklaşım
14 Mart 2008 Aslı Göksel
The word meets utterance intonation: the effects of prosody
on the interpretation of bound morpheme sequences
28 Mart 2008 Işıl Özyıldırım
Anlatı çözümlemesi : Kişisel deneyim anlatılarında sözlü ve yazılı dil kullanımı
4 Nisan 2008 Ömer Demircan
Eğitirken eğitimsizleme, dillerken dilsizleme mi?
11 Nisan 2008 Yeşim Aksan
Derleme dayalı dil çalışmaları: Türkçeden bir örnek
18 Nisan 2008 Nurettin Demir
Ağız dokümantasyonu niçin gereklidir?
25 Nisan 2008 Seda Gökmen
Uzamsal sözcükler
2 Mayıs 2008 Aydoğan Yanılmaz
Some remarks on polarity phenomena in Turkish
30 Mayıs 2008 Martina Gracanin-Yüksek
First conjunct agreement in Croatian

ADÇ/ALC Semineri, 11 Ocak 2008

8 Ocak 2008 Salı

Yeniden merhaba,

ADÇ'ye bayram ve yılbaşı nedeniyle verdiğimiz kısa aradan, bu dönemin son, bu yılınsa ilk konuşmasını gerçekleştirmek üzere bu hafta geri dönüyoruz. Bu haftaki konuşmacımız Ankara Üniversitesi'nden Engin Uzun. Konuşma Türetkenliği Etkileyen Etmenler: Türkçe Eklerin Türetkenlik Boyutları başlığını taşıyor.

Toplantıda görüşmek üzere...



Konuşma Özeti:

11 Ocak 2008, 16:40
A.Ü.DTCF Kütüphane Binası (Giriş Kat), Öğrenme Merkezi, Çalıştay Salonu



Türetkenliği Etkileyen Etmenler: Türkçe Eklerin Türetkenlik Boyutları
N. Engin Uzun (Ankara Üniversitesi)


Sözcük türetme süreçleri, dilin üretici mekanizmasının bir parçası olarak dilbilgisi kuramları içinde uzun bir zamandır (en azından Halle 1973’ten beri) modellenmek istenmiştir. Ne var ki bu yöndeki çabalar, türetim süreçlerini engelleyen dil-içi ve dil-dışı etmenleri pek dikkate almamış, bu yöndeki çalışmalar daha çok bütünce üzerinde yapılan uygulamalar olarak sürmüştür.

Türetim süreçleri, ilkece, potansiyel süreçlerdir. Bu nedenle, sözcük oluşturma kuralları yoluyla mevcut sözcüklerden başka sözcükler türetmek her zaman olasıdır. Ne var ki sözcük türetme süreçleri ilkece sınırsız olsa da bu süreçlerin türetkenlik boyutları dereceli ve göreceli olarak farklıdır. Bu farklılıklar, süreçlerin kendi iç işleyişinden kaynaklandığı gibi, dil içi ve dışı çeşitli etmenlere bağlı olarak da ortaya çıkmış olabilir.

Sözcüklerin çeşitli yollarla türetilmesi, bazıları gerekmemek, adlandırılamamak veya algılanamamak gibi edimbilimsel olan, bazıları yabancı dilden alınmış veya başka bir yolla türetilmiş karşılığı olmak gibi sözvarlığından kaynaklanan, bazıları da doğrudan dilin biçimbilimsel, anlambilimsel veya sesbilimsel düzlemlerine dayanan etmenlerce engelleniyor olabilir.

Bu konuşmada, Türkçenin türetim eklerinin türetim potansiyelliğini kısıtlayan dilsel etmenler örneklerle ele alınacak ve Türkçe eklerin türetkenlik boyutlarını ölçmede ne gibi ölçütlerin gözetilebileceği üzerine bazı öneriler üzerinde tartışılması hedeflenmektedir.




30 yıllık geçmiş: Ankara Dilbilim Çevresi

5 Ocak 2008 Cumartesi

1977 yılının Temmuz ayında dilbilim eğitim ve araştırmalarının gelişmesine yardımcı olmak amacıyla, Ankara Dilbilim Çevresi adlı bir dernek kurulmuştu. Ankara Dilbilim Çevresi bir etkinlik olarak bu yıllarda Türk dilbilimcilerinin çalışmalarını olabildiğince geniş bir kitleye duyurmak amacıyla Genel Dilbilim Dergisi çıkarılmaya başlamıştı.

30 yıl aradan sonra, Ankara Dilbilim Çevresi, 2006'da ilk olarak ODTÜ evsahipliğinde daha sonra da 2007'de Ankara Üniversitesi evsahipliğinde etkinliklerine yeniden başladı. Aynı amaçla, dilbilim çalışmalarını olabildiğince geniş bir kitleye duyurmak amacıyla, Ankara Dilbilim Çevresi bünyesinde ODTÜ ve Ankara Üniversitesinde, kuruluşunun 30 yılında, bu haftaki konuşmayla birlikte toplam 21 konuşma gerçekleşmiş olacak. Ankara Dilbilim Çevresinin konuşmacı, dinleyici tüm katılımcılarına teşekkürlerimizi sunarız.

Ankara Dilbilim Çevresinin 1977 yılında
oluşturulan amblemi: